Living on a 'Mirror's Edge', Balancing on a Ledge
Başta Counter Strike olmak üzere ne Call of Duty, ne Medal of Honor, ne de Battlefield gibi savaşları konu alan FPS oyunlarına arkadaşlarım paso oynuyor olmasına rağmen hiç ısınamamışımdır. Getirdiği teknolojik özellikler ve biraz da Türk'lerin yönetiminin altında olan bir ekip tarafından geliştirilen bir oyun olduğu için Crysis'i oynamış ve FPS türüyle asıl haşır-neşirliğimi yaşamışımdır. Fakat bir FPS oyunundan asıl beklentim, her oyunda tekrar eden, elinde silah birinci kişi açısı ve adam öldürme misyonundan farklı bir türde oyundur. İşte bu oyunun adı, Mirror's Edge.
Mirror's Edge, Battlefield serisini geliştiren İsveç merkezli Electronic Arts bünyesinde bulunan DICE oyun stüdyosu tarafından geliştirilmekte olan FPS tabanlı bir aksiyon oyunu. Oyun piyasasına yeni bir tür kazandıracak bu oyunun yapılmasını sağlayan en büyük unsur, elbetteki Battlefield(1942,2142, Bad Company...)'ın getirdiği başarı. Battlefield o kadar çok makyaj yapılıp gelir elde etti ki demek, böyle yaratıcı bir çalışma için gerekli altyapı sağlandı.
Oyun, Faith adında halkın tüm bilgilerinin hükümet tarafından daha iyi bir yaşam bahanesiyle denetlendiği bir şehirde, gizli bilgileri gerekli yerlere ulaştırmakta görevli özgür bir koşucunun yaşamını ele almakta. Faith, aynı zamanda ailesini, onlar hükümete karşı protesto ederken kaybetmiş biri. Dolayısıyla sokakta büyümeye zorlanmış bir kız. Aynı zamanda suçsuz kız kardeşinin cinayet suçuyla neden hapse atıldığının cevabını da arayan ve onu kurtarmaya çalışan bir kahraman. Nitekim sonradan başı hükümetle iyice belaya girecek ve bir çok polisle çatışmak zorunda kalacak fakat bu çatışmalar sırasında bize yardım edecek Mercury adında gizemli bir yan karakter olacak. Sizin anlayacağınız, gizlik kavramının kalmadığı bir şehirde biz özgürce, çatıların arasında dolanan özgür bir kuş gibi biriyiz.
Oyunda genellikle beyaz ve mavi ton hakim. Dedim ya biraz önce çatıların arasında dolanıp, bina bina zıplıyoruz; tutunabileceğimiz yerlerde kırmızı ile boyanmış. Bu size oyunu basitleştirecek bir özellik gibi gözükse de, Mirror's Edge oyununda genellikle birilerinden kaçtığınız için arkanıza dönmek ve düşünmek için pek vaktimiz yok. Bu birilerinden kastım, hükümet tarafından görevlendirilmiş polisler. Oyun içinde de bize en sık bela açacak tiplemeler.
Dedik ya oyun yaratıcı bir tür; oyunda FPS kamerası kullanılıyor ama silah kavramını zora düştüğümüz zaman, düşmanlarımıza bir hamle yaparak kazanabiliyoruz. Bunun yanında malum, çevik ve sportif bir koşucuyuz, tırmanılması zor yerlere belli artistlikler yaparak çıkabiliyor, atlaması zor yerlere bir demirde salıncakta sallanır gibi yapıp, uçarak erişebiliyoruz. Oyundaki başka bir yenilik ise hiçbir gösterge ekranının yer almaması. Can göstergesi dahil. Ne düşünerek yaptıkları meçhul ama mantık çerçeveleri içinde olacaktır. Öyle ki videolardan gördüğüm kadarıyla polisler öyle sizi kurşun altına tutmuyorlar, savaş alanında değiliz sonuçta, bir askerden değil polisten bahsediyoruz. Anlayacağınız size yavaş ateş ediyorlar, kaçmak bir nebze daha kolay oluyor mermilerden.
Oyunda bir de bullet time'ın adı değişmiş versiyonu olan reaction time kullanılmakta. Bir yere atlarken kararsız kalır ve iyi bir atlayış gerçekleştirmek isterseniz, bu modu kullanabilirsiniz. İyi bir zıplama yapmak için atlama noktanızı da iyi belirlemeniz de bir o kadar önemli. Oyunda FPS kamera açısının, yani karakterin kendi gözünden oynanan açının kullanıldığını belirtmiştim. Fakat bu oyundaki kamera, diğer türdeki FPS'lere nazaran daha oynak. Oraya buraya zıplarken noraml hayatta da sabit durmaz değil mi kafa? İşte bu oyuna gerçekçilik katılması ve daha farklı bir oynanış sağlamak için bu dinamik kamera yerleştirilmiş. Oyunda ayrıca karakterimizin animasyonları da daha göz önünde. Bir yere zıplarken kollarını, tekme atarken bacağını, bir yere kollarının çapraz tutması gibi nice animasyonlar geliştirmişler.
Oyunda sadece Faith karakterinin yer almayacağını da belirtelim. Celeste, Mercury gibi farklı isme sahip koşucularda senaryoda yer alacakmış.
Oyunun yapımı içinse Unreal Engine 3 kullanılmaktaymış. Motorun Beast adlı ışıklandırma sistemi Mirror's Edge'in atmosferine daha iyi uyması için Illuminate Labs tarafından geliştirilmiş. Oyunda yer alan diğer özellikler, Unreal Engine'in orjinal parçalarından.
Basit ve sade bir oyun olacak Mirror's Edge. Fakat biz oyunseverlere farklı bir oyun deneyimi yaşatacağı kesin.